TCMB 2007’den bu yana ilk kez gerçekleştirdiği likidite senedi ihracı için 1 ay vadeli 50 milyar TL’lik ihale açtı. İhaleye 84,2 milyar TL teklif gelirken, kabul edilen teklif tutarı sadece 18,44 milyar TL oldu. İhaleyi kazanan en yüksek faiz %47,99 olurken ortalama faiz %47,69’dan gerçekleşti; ihalede karşılanan miktarı da düşünürsek teklif edilen faizlerin daha yüksek seviyelerde toplandığını söyleyebiliriz.
Dünkü bültenimizde bahsettiğimiz gibi, likidite senedinin etkinliğinin piyasanın bundan 2 ay önce beklediği gibi olmayacağını gerçekleşen ihale ile görmekteyiz. Halihazırda TL’nin değer kaybetmemesi için yapılan döviz satım işlemleri, piyasadaki TL likiditesini çekmekte. Ayrıca gerçekleştirilen depo ihalelerine de gelen tekliflerin yüksek olması dikkat çekici; örneğin 1 aylık depo ihalesine gelen 115 milyar TL’lik teklifin 113 milyar TL’si ortalama %45,5 seviyesinden kabul edildi.
TCMB’nin döviz müdahalesinin sonuçları gelmeye devam ediyor. 21 Mart tarihli analitik bilançoda, TCMB’nin swap hariç net döviz pozisyonunun 2,97 milyar USD azalarak 44,7 milyar USD’ye gerilediğini hesaplıyoruz. İki günlük pozisyon bozulmasının toplamı böylece 14,2 milyar USD’ye yükseldi. Müdahalelerin yüksek montanlı olması sebebiyle TL likidite tarafından da takip edilebilmeye başlayan müdahaleleri, hafta boyunca paylaşmaya devam edeceğiz.
TCMB reel sektörün döviz talebini hafifletmek için yeniden NDF işlemlerine başladığını belirtmiştik. TCMB, 21 Mart’ta 885 milyon USD, 24 Mart’ta ise 616 milyon USD’lik NDF işlemi gerçekleştirdi; böylece kısa pozisyon toplam 1,7 milyar USD’ye yükseldi. NDF işlemleri, Nisan 2023’te uygulamaya konulmuş, kısa sürede yüksek işlem hacimlerine ulaştıktan sonra yavaşlamış ve Temmuz 2023’te durmuştu. Mart 2024’te tekrar kısa süreliğine açılan işlemler Temmuz 2024’te tamamen sona ermişti.
Bank of America yayımladığı raporda yaşanan kur atağının yabancı pozisyonlarının kapanmasından kaynaklandığını ve yerel döviz talebinin sınırlı kaldığını belirtti. Politik belirsizlik açısından en kötünün geride kaldığını yazan BofA, yaşanan kur atağının enflasyon etkisinin Mart ayında sınırlı, Nisan ayında belirgin olacak şekilde hissedileceğini belirtti. BofA ayrıca Nisan ayındaki PPK’da faizin sabit tutulmasını beklerken, yıl sonu enflasyon beklentisini %25,7’den %28,1’e yükseltti.
Hazine’nin eurobond ihracından çokça bahsettik. Bu konuda bir bilgi daha verelim. Yükselen CDS primi ile birlikte Hazine’nin yurt dışı ihraca çıkması zor olabilecekken, Hazine’nin içeride döviz cinsi borçlanması mümkün. Hazine, görece kısa vadeli (2-3 yıl) iç borç senedi ile döviz likiditesine erişim sağlayabilir. Bunu da bir olasılık olarak belirtelim.
BIST100 günü %2,8 yükselişle kapattı. Bankacılık endeksi %1,7 ile sınırlı tepki alımı yaşarken teknoloji endeksi, savunma şirketlerinin katkısıyla %7,0 yükselerek pozitif ayrıştı.
Global:
- Brent petrol vadeli işlemleri, Trump’ın Venezuela’dan petrol alan ülkelere yönelik %25 ek gümrük vergisi getirme tehdidinin ardından üç haftanın en yüksek seviyesi olan 73 USD’ye yükseldi. Bu karar, özellikle Venezuela petrolünün büyük alıcısı olan Çin’i etkileyerek küresel piyasalarda gerilimi artırdı.
- Mart ayında ABD imalat PMI, 52,7 seviyesinden 49,8 seviyesine gerileyerek 50 eşik değerinin altına düştü ve beklentilerin altında kaldı. Hizmet sektörü PMI ise beklentinin (51,2) üzerinde artış göstererek 54,3 seviyesine yükseldi. Sektörde istihdam Ekim’den bu yana ilk kez gerilerken, girdi maliyetleri 31 ayın zirvesine çıktı, satış fiyatları ise son 25 ayın en hızlı artışını gösterdi. Tarifeler henüz tamamen uygulamaya konulmamışken yaşanan bozulmalar endişe verici.
- Euro Bölgesinde imalat PMI 47,6 seviyesinden 48,7 seviyesine yükselirken son dönemin hasta adamı olarak adlandırılan Almanya’da 1,8 puanlık artış ile imalat PMI 48,3 seviyesine yükseldi. Almanya’daki reform paketi ile imalat sanayinin güç kazanması bekleniyor. İngiltere’de ise imalat PMI, 2,3 puan düşüşle 44,6 seviyesine gerileyerek daralmanın genişlediğine işaret etti.
Hazırlayanlar: Efe Gülkan, Mert Orday
