Piyasalar, yüksek oynaklığın yaşanabileceği kritik bir haftaya başlıyor. Özellikle ABD, Avrupa ve Japonya merkez bankalarının faiz kararları ve açıklamaları yatırımcıların odağında yer alıyor.
ABD Merkez Bankası (Fed), çarşamba günü açıklayacağı para politikası kararları ve Fed Başkanı Jerome Powell’ın toplantı sonrası yapacağı sözlü yönlendirmelerle dikkat çekiyor. Para piyasalarında, Fed’in politika faizini 25 baz puan artırması kesin gözüyle bakılıyor, ancak 20 Eylül’deki toplantıda politika faizinin sabit bırakılacağı öngörülüyor. CME Group’un FedWatch verilerine göre 20 Eylül’de Fed’in faizleri sabit bırakma olasılığı yüzde 83,9 ile fiyatlanmışken, faizleri bir 25 baz puan daha artırma olasılığı işse yüzde 16 olarak fiyatlanmış durumda. Yine de Fed’in Çarşamba günü alacağı faiz kararının ardından 20 Eylül toplantısına yönelik olarak beklentilerin değişebileceğini söylemek mümkün. Analistler, ABD’de enflasyondaki yavaşlamaya rağmen iş gücü piyasasından alınan sinyallerin faiz artışları konusunda belirsizlik yarattığını ifade ediyor. Fed’in ABD’de resesyon riskini de göz önünde bulundurarak faiz artışlarına bu toplantının ardından son verebileceği düşünülüyor.

Avrupa’da ise Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) perşembe günü açıklayacağı para politikası kararları izleniyor. Avrupa’da enflasyon baskısı ABD’ye göre daha güçlü kalmaya devam ediyor ve para piyasalarında ECB’nin bu ayki toplantıda 25 baz puan faiz artıracağı kesin gözüyle bakılıyor. Bankanın yıl sonuna kadar toplamda 50 baz puan faiz artışı yapması bekleniyor.
Asya’da ise Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) faiz kararı haftanın ilk gününde yatırımcıların odağında bulunuyor. Haziran ayında yıllık enflasyonun BoJ’un yüzde 2 hedefinin üzerinde yüzde 3,3 olarak gerçekleşmesi spekülasyonlara yol açıyor. BoJ’un para politikasında değişiklik yapması beklenmese de, cuma günü gerçekleştirilecek toplantıda politikada ayarlamalar yapabileceği yönünde beklentiler bulunuyor.
