Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasından sonra açılan iç piyasalar allak bullak oldu. İmamoğlu operasyonuyla yükselişe geçen kuru baskılamak için Merkez Bankası hamle yaptı. Devlet bankaları eliyle 8 milyar dolar yakıldı. Bankaların satışı Türk Lirası’nın değer kaybına engel olamadı.
Merkez Bankası, borsaya devre kestiren, döviz kurunu tarihin en yüksek zirvesine çıkaran, altına yeni rekor kırdıran olay sonrası dolar satışı ile karşılık verdi. Piyasaların refleksi ve Merkez’in karşılığı sert dalgalanmalara neden oldu.
Bloomberg’in haberine göre, İmamoğlu’nun gözaltına alınması, yatırımcılar arasında Türkiye’de siyasi risklerin yeniden fiyatlanmasına yol açtı.
Yetkililer, devlet bankalarının TL’yi desteklemek için yaklaşık 8 milyar dolar sattığını ancak bu müdahaleye rağmen kurdaki değer kaybının engellenemediğini belirtti. Bloomberg, yatırımcıların siyasi istikrarsızlık nedeniyle TL varlıklarından hızla çıkış yaptığını ve bunun Türkiye’nin borçlanma maliyetlerini artırdığını vurguladı.
Piyasaların yaşadığı bu sarsıntının en büyük nedeni, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Türkiye’de muhalefetin en güçlü isimlerinden biri olan İmamoğlu’nun gözaltına alınması oldu. Bloomberg’e konuşan Monex Europe’un makro araştırmalar direktörü Nick Rees, yaşananları “Sistem için büyük bir şok” olarak değerlendirdi.
Rees, “Piyasalar, son dönemde siyasi riskleri göz ardı etmişti. Ancak İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla birlikte Türkiye’nin siyasi risk primi hızla yükseldi” dedi. Bloomberg, bu gelişmenin uluslararası yatırımcılar nezdinde Türkiye’ye yatırım yapmanın risklerini bir kez daha gözler önüne serdiğini belirtti.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yaşanan ekonomik sarsıntıyı yatıştırmak için açıklama yaparak, hükümetin ekonomi politikalarında bir değişiklik olmayacağını belirtti. Ancak Bloomberg, bu açıklamaların yatırımcı güvenini tesis etmeye yetmediğini bildirdi.
Londra merkezli Coex Partners’tan Henrik Gullberg, Bloomberg’e yaptığı açıklamada “Piyasaların verdiği tepkinin boyutu şaşırtıcı olsa da, Türkiye’de muhalefete yönelik baskıların artması pek de sürpriz değil” dedi.
İmamoğlu, gözaltına alınmadan önce ekibi aracılığıyla bir ses kaydı paylaşarak, “Polisin siyasi bir araç haline getirildiğini” söyledi. CHP yönetimi, suçlamaların hukuki değil, tamamen siyasi olduğunu ve hükümetin İmamoğlu’nu siyasetten silmek için adım attığını belirtti.
Bloomberg’in haberine göre, İmamoğlu’nun gözaltına alınması, Türkiye’de muhalefete yönelik baskının en son örneği oldu. Ocak ayında milliyetçi siyasetçi Ümit Özdağ’ın tutuklanması, muhalif gazetecilere açılan soruşturmalar ve eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yıllardır cezaevinde tutulması, Türkiye’de siyasi baskının giderek arttığını gösteriyor.
Resmi takvime göre Türkiye’de bir sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimi 2028’de yapılacak. Ancak Bloomberg, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının, erken seçim ihtimalini gündeme getirebileceğini belirtti.
Eğer Erdoğan iktidarını uzatmak isterse, ya anayasa değişikliğiyle üçüncü kez adaylığını garantiye alması ya da erken seçim kararı alması gerekecek. Bu süreçte muhalefetin en güçlü figürlerinden biri olan İmamoğlu’nun saf dışı bırakılması, Bloomberg’e göre bu planların bir parçası olarak değerlendiriliyor.
halktv.com.tr
