2022 yılının bitmesine sadece iki ay zaman kaldı. Tam bir yıl önce bu zamanlar Dolar/TL’deki rekor artışlarla geçirdiğimiz bir dönemi yaşıyorduk. O dönemde hemen hemen herkesin gözü kulağı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın atacağı adımlardaydı.
Merkez Bankası ise bir yandan faiz indirimleri ısrarını devam ettiriyor diğer yandan dövizin artan ateşini döviz satış ihaleleriyle düşürmeye çalışıyordu. Elbette sonuç vermedi. Yıl sonuna kadar da süreç bu şekilde devam etti. O günlerin sonunda karşımıza “kur korumalı mevduat” adı verilen bir araç çıkarıldı. Bu araç ile birlikte TCMB ve Hazine ve Maliye Bakanlığı, tasarrufların dövize yönelmesini engellemeyi ve dövizde tasarruflar kaynaklı talebi sınırlandırmayı amaçladı.
Her ne kadar dövizdeki artışı engellemediyse de döviz talebindeki o artışı durdurmayı başardı! Ancak son on aylık süreçte BDDK ve TCMB tarafından alınan tedbirler finansal piyasalarda tasarruf sahipleri açısından ciddi soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Riskten kaçınan tasarruf sahipleri dövizdeki artışa karşı kendilerini büyük ölçüde kur korumalı mevduat ve biraz da döviz alarak korumaya çalıştı.
Riskli ama getirisi görece yüksek varlıklara birikimlerini yönlendirmek isteyenlerin ise iki aracı kalmıştı. Daha önce de yazdık. Hisse senetleri ve kripto varlıklar. Türkiye’de hisse senedi piyasası son dönemde zaten yabancı çıkışından ötürü daha çok yerli tasarruf sahibinin yönünü çevirdiği bir araç oldu.
Pandemi sürecinde rekor seviyelere çıkan kripto varlıklar için ise uluslararası piyasadaki gelişmeler daha belirleyici oldu.

ABD Merkez Bankası öncülüğünde parasal sıkılaşma sürecinin hızlandığı bu dönemde yatırımcılar yönünü ABD’ye çevirdi. Geçtiğimiz yıl bu dönemlerde artışa geçen Dolar endeksi de tüm dünyada rekor seviyeler olan 114’e kadar çıktı.
Bu gelişme kripto varlıkların da pandemide kazandığı değerin terse dönmesine neden oldu! Kısa vadeli al-sat işlemler için de kripto varlık piyasası cazibesini bir süreliğine yitirmiş oldu.
Fakat geçtiğimiz hafta ABD Merkez Bankası’nın faiz kararı sonrası yaptığı açıklamalar önemliydi.
Her ne kadar toplantı sonrasında bir süre daha faiz artırımlarına devam edileceği mesajı verilse de görülen o ki işin şekli yavaş yavaş değişiyor gibi. Dolar endeksinde rekor seviyelerden geri dönüş de bunun bir işareti olarak görülebilir. Yine ABD’de hisse senedi piyasalarındaki dalgalı seyirde bir yön arayışına işaret ediyor gibi.
Özellikle bu hafta açıklanacak olan ABD enflasyonundan çıkacak iyimser bir sonuç ise hem içeride hem de dışarıda piyasalar açısından hareketli günlere işaret edebilir.
Paranın yönü yeniden tüm dünyada görece riskli enstrümanlara dönebilir. Özellikle Ocak’tan sonra bu yönelim de hızlanabilir. Yani hisse senedi piyasaları ve kripto varlıklar için Aralık’tan sonrasının çok daha hareketli olacağına dair ilk işaret fişeği yanmış gibi. Hisse senedi piyasası için ekonomilerde olası bir durgunluk bu girişi yavaşlatacak bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Bu bahsettiğimiz durgunluk durumu da ortaya çıkarsa yatırımların yönünün kripto varlıklara gitmesi ihtimali daha da belirgin hale gelir.
Bu noktada ise tasarruf sahibinin her iki piyasada da çok dikkatli hareket etmesi gerekiyor. Kısa vadeli al-sat için ne olacağını söylemek güç ama her iki piyasa için hacmin düşük olduğu dönemde belirleyici olan unsurların potansiyel olarak hacmin artacağını tahmin ettiğim bu dönemde de dikkatle takip edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hisse senedi piyasasında doğru hisse seçimi ve kripto varlık piyasasında da doğru projenin yakalanması.
Her iki piyasa açısından kritik olan bu iki boyuta ilişkin değerlendirmeleri de haftaya bırakalım!